Atatürk’ün Milli Kültür ile İlgili Uygulamaları: Ulus devlet özelliğine sahip olma düşüncesi ile milli kültür ve milli kimlik oluşturma çalışmaları yapılmıştır. Bu durum milli birlik ve beraberliği ve toplumsal dayanışmayı artırmaya neden olmuştur. Milli kültür manevi özellikler, yaşayış ve davranış şekilleri ile düşünce birliğinden oluşur. Atatürk’e göre milli kültür mutlaka yükseltilmelidir. Aksi takdirde yok olur. Günümüzde bu daha iyi hissedilmektedir. Zira geri kalmış ulusların kültürü, güçlü ulusların kültürüne yenik düşmektedir. Çağdaş kültüre sahip olmak, bilim, sanat ve teknoloji düzeyinde yükseltmekle mümkündür. Bu amaçla Türk Tarih ve Türk Dil Kurumlan açılmıştır.
Türk Tarih Kurumu’nun Açılması (15 Nisan 1931)
Atatürk’ün ilkelerinden biri olan milliyetçilik, insanın tarihine duyduğu bağlılığı da ifade etmektedir. Atatürk, kendi milletine ve tarihine olan bağlılığını, tarih alanındaki çalışmaları ile ortaya koymuştur. Atatürk Türk tarihinin sadece Osmanlı tarihinden ibaret olmadığını göstermek, Türk tarihi ile alakalı dünyada yanlış bilinen yargıları ortadan kaldırmak. Anadolu tarihi hakkında derin araştırmalar yapma ve Türk tarihinin gerçekçi bir biçimde araştırı
lması için “Türk Tarih Kurumu’nu kurmuştur.
Atatürk tarih yazarlarının tarihi yapanlara bağlı kalmasını istiyordu. Yani tarihin gerçekçi bir biçimde yazılmasını ve böylece gelecek kuşakların doğru bilgilenip bundan gerekli dersleri çıkarmalarını savunuyordu. Ona göre, “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan, yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır."
Atatürk, birleştirici ve bütünleştirici bir tarih anlayışına sahipti. İnsanın kendi tarihi hakkında bilgi sahibi olması, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkabilmek için olmazsa olmazdır. Çünkü tarih bilincine sahip olmak aynı zamanda , milli birliği de oluşturur. Atatürk, Türk tarihinin parlak sayfaları ile övünmesinin yanı sıra gereksiz yere yapılan savaşların da bir cinayet olduğunu düşünmekteydi. Bu da onun insan sevgisini göstermektedir. Yani O, kendi millet tarihimizle övünürken diğer bir yandan da başka uluslara düşmanlık beslemeyi kabul etmiyordu.
Böylece milli tarih anlayışı yolunda önemli bir adım atılmış oluyordu.
Türk Dil Kurumu’nun Açılması (12 Temmuz 1932)
Atatürk, milli birlik ve beraberliği sağlayan unsurlardan biri olan dil konusuna da önem vermiş ve Türkçenin geliştirilmesi için Türk Dili Tetkik Cemiyeti’ni (Türk Dil Kurumu) kurmuştur. Bu kurumun kurulmasında Türkçe'deki yabancı kelimelere son verme, Türkçe’yi bilim dili haline getirme ve Türkçe’nin zenginliğini tüm dünyaya gösterme düşüncesi hâkim olmuştur. Bu amaçla dil kurultayları toplanmış, yabancı kelimelere karşılıklar bulunmuş ve yazı dili ile konuşma dili arasındaki fark ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır.
- Okuma Sayısı: Bu yazı 8363 defa okunmuştur.