I.İnönü Muharebesi ve Zaferi (09-11 Ocak 1921): Mondros Ateşkes Antlaşması ile İtilaf Devletleri Türklere çok ağır şartlar içeren bir antlaşma imzalattılar. Birinci Dünya Savaşı sırasında Çanakkale’yi geçemeyen galipler, savaştan sonra silah kullanmadan Anadolu’yu işgale başladılar. İşte böyle bir zamanda “Hürriyet ve istiklal benim karakterimdir... Bence bir millette
şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi, mutlak o milletin hürriyet ve istiklaline sahip olması ile mümkündür. Ben yaşayabilmek için müstakil bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple millî istiklal bence bir hayat meselesidir.” diyen Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde başlatılan Türk İstiklal Savaşı, tüm dünyaya Türk milletinin haysiyetiyle ve şerefiyle yaşamak istediğini göstermişti. Bu süreçte atılan önemli adımlardan birisi de düzenli ordunun kurulmasından sonra kazanılan Birinci İnönü Zaferi’dir.
6 Ocak 1921 günü Bursa’dan Eskişehir yönüne, Uşak’tan Afyon yönüne iki kol hâlinde ileri harekâta başlayan Yunanlılar, 9 Ocak'ta İnönü mevzilerine kadar geldiler. 9 Ocak 1921 günü mevzii ilerisindeki Türk emniyet kuvvetleriyle Yunan öncü kuvvetleri arasındaki muharebeler karanlık basıncaya kadar bütün şiddetiyle
devam etti.Yunan kuvvetleri 10 Ocak 1921 günü saat 06.30’da Adalar Tümeni ile Kovalca-Akpınar, İzmir Tümeni ile de Yeniköy-Teke-Hayriye savunma hattına taarruza başladı. Bir kısım kuvvetleriyle de Söğüt-Gündüzbey doğrultusunda ilerliyordu.Havanın çok sisli olmasından faydalanan Yunan birlikleri, özellikle demir yolu güneyindeki 11’inci Tümen bölgesinde hızla ilerleyerek İntikam Tepe’yi ele geçirdi. Buradaki muharebeler saat 14.00’e kadar devam etti.
10 Ocak 1921 günü saat 16.00’da Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’nın teklifi ve Fevzi Paşa’nın emriyle Türk birlikleri Beşkardeşdağı-Zemzemiye-Oklubalı hattına alındılar. Cephe karargâhı da Çukurhisar’a taşındı.Yunan birlikleri Akpınar-Kovalca hattını işgal ettikten sonra taarruzlarını durdurarak bu hatta kaldılar. Cephenin 61’inci Tümenle takviye edilmeye başlanması, Türklerin ne pahasına olursa olsun savunmaya devam edeceklerini göstermişti. Bu durum karşısında Yunanlılar muharebe meydanında Türk Ordusu karşısında tutunamayacaklarını anlayarak, 11 Ocak 1921 sabahı İnönü mevzilerinden çekilmek zorunda kalmışlardır.
Birinci İnönü Muharebesi’ndeki başarı kesin zaferin bir başlangıcını teşkil etmektedir. Bu zaferin önemini Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK şöyle ifade etmiştir:“Yeni Türkiye Devleti’nin küçük, fakat millî ülkülü genç ordusu, en dar bir hesapla üç kat üstün düşmanı İnönü Meydan Muharebesi’nde mağlup etti. Strateji sanatının en nazik icabatını isabetle uyguladı. İç hatların kullanılmasında harp tarihine parlak bir misal yazdı..."Birinci İnönü Muharebesi’nin önemli askerî ve siyasi sonuçları olmuştur. Düzenli ordunun ilk zaferi olduğundan Kuvay-ı Milliye'den düzenli orduya geçiş süreci hızlanmış, halkın yeni kurulan Orduya güveni artmıştır. 20 Ocak 1921 tarihinde Teşkilat-ı Esasiye Kanunu kabul edilmiş, egemenlik kayıtsız şartsız millete geçmiş, yürütme ve yasama yetkisi TBMM’ye verilmiştir.
Milli Hükûmetin bu başarısı bütün dünyanın dikkatini çekmiş; Müttefikler, 26 Ocak 1921 tarihinde Osmanlı Devleti’nin Londra’ya bir heyet göndermesini ve bu toplantıya Ankara Hükûmetinden de temsilci bulundurulmasını istemek zorunda kalmışlardır.İtilaf Devletleri’nden Fransa ve İtalya, savaş sonrası Millî Hükûmete yakınlaşma göstererek, Türk Kurtuluş Hareketi’ne karşı daha anlayışlı bir tutum içine girmişlerdir.Savaş öncesi gergin olan Türk-Sovyet ilişkileri, Birinci İnönü Muharebesi’nde kazanılan başarıdan sonra yumuşama göstermiş; bunun sonucu olarak Sovyetler Birliği, Türkiye üzerindeki siyasetini gözden geçirmek ihtiyacını duymuştur.
Sonuç olarak; TBMM Hükûmetinin kurduğu düzenli ordu ile kazandığı bu ilk zafer, onun içte ve dışta tanınmasını sağlayıp, saygınlığını artırmış, daha sonra kazanılacak zaferlerin de bir başlangıcı olmuştur.
- Okuma Sayısı: Bu yazı 17932 defa okunmuştur.