Ruslarla İlişki ve Moskova Antlaşması


Ruslarla İlişki ve Moskova Antlaşması: Bir taraftan İngiliz, Fransız, İtalyan işgalleri, diğer taraftan Ermeni, Rum çeteleriyle mücadele eden TBMM hem maddi hem de siyasi dış desteğe ihtiyaç duymaktaydı.“TBMM tarafından seçilen Vekiller Heyetinin 5 Mayıs’ta yaptığı ilk toplantıda karşılaştığı en önemli meselelerden biri Müttefiklere ve Yunanlılara karşı girişilecek
mücadelede Türkiye’nin yalnız kalmamasını temin idi.O sırada emperyalizmi tenkid ve gizli emperyalist antlaşmaları tek taraflı bir tasarruf ile hükümsüz ilan eden Sovyetler Hükümeti de Türkiye gibi batılı devletlerin tehditi altında bulunuyordu. Bu yüzden Ankara Hükümeti en tabii müttefik olarak Sovyetler Birliğini görmüştü”.

Türkiye’nin Millî Mücadele’den başarılı çıkması muhakkak Sovyetlerin de lehine idi. Herşeyden önce boğazlarda muhtemel İngiliz’lerin hakimiyeti Sovyetleri korkutan en önemli husustu. Yine Türkiye’nin emperyalist-kapitalist İngiltere ve Fransa’ya karşı kazanacağı zafer sosyalist ideolojiye prestij kazandırabilirdi…T.B.M.M açıldıktan sonra, Bolşeviklerle temas etmek üzere Dışişleri Bakanı Bekir Sami (Kunduk) ile İktisat Vekili Yusuf Kemal (Tengirşek) Rusya’ya gönderilmişti. Fakat 10 Ağustos 1920’de Ruslar, İng

iliz kuklası Ermeni Taşnak partisiyle antlaşma yapmış, Türk olan Nahçıvan’ı Azerbeycan’dan alıp Ermenistan’a vermişlerdi.

Türkiye’nin yardım talebini ileten Bekir Sami’ye Çiçerin gerçek niyetlerini açıklayarak; “Biz gereken yardımları yaparız. Ancak biz nasıl Ermenilere arazi verdiysek sizde Muş, Erzurum taraflarında Ermenilere arazi vereceksiniz” demiştir.Sovyetlerin Ermeni yurdu kurulması istemelerinin yanında diğer büyük arzuları Türkiye’deki Millî hareketi sosyalist bir devrime dönüştürmekti. Nitekim 1920’de Türkiye ve Rusya’da kurulan Yeşil Ordu, Halk Zümresi, Türkiye Komünist Fırkası ve Bakü’deki Türkiye Komünist Merkezi Umumisi gibi teşekküller bu amaçla çalışıyordu. Sovyetler, burjuva milliyetçisi olarak nitelendirdikleri Mustafa Kemal’e karşı, sosyalistlerin lideri olarak Mustafa Suphiyi çıkarmaya çalışıyorlardı.

Türkiye Rusya’dan gelecek ekonomik ve siyasi desteğe ihtiyaç duyduğu sırada, Mustafa Suphi Anadoluya gelmiş ve Ankara’ya gitmeyi amaçlamıştır. Kâzım Karabekir tarafından teşkilatlandırılan halk, Mustafa Suphi’ye karşı mitingler düzenleyince; Trabzon’a dönmek zorunda kalan Mustafa Suphi, İttihatçıların güçlü adamı Yahya Kâhya tarafından öldürülmüştür. Yahya Kâhya’nın milliyetçi liderler mi, yoksa yurt dışındaki İttihatçıların emriyle mi hareket ettirildiği sorusu açıklığa kavuşturulamamıştır.Atatürk’ün gerek Ermeni meselesinde, gerekse komünizmin Türkiye’ye yerleştirilmesi hususunda takındığı kesin tavır; “Avrupa cephesinde Lehlilere karşı hala kesin bir netice alamamış olan Sovyetleri, uzlaşmaz tutumlarından vazgeçmeye ve Moskova’daki Türk Hey’eti ile tekrar müzakere masasına oturmaya mecbur etmiştir”.

Ali Fuad Cebesoy Moskova büyükelçisi olduktan sonra kendisiyle birlikte Yusuf Kemal Tengirşenk ve Rıza Nur’dan müteşekkil bir heyet Rusya’ya gönderilmişti; Uzun süren görüşmelerden sonra 16 Mart 1921 tarihinde imza edilen metne göre şu hükümler kabul edilmiştir:

• TBMM ve Sovyetler Birliğinden birisinin tanımadığı uluslararası antlaşmaları diğeri de tanımayacaktı.
• Sovyetler Birliği, Misak-ı Millîyi tanıyacak, Gümrü antlaşmasıyla çizilen kuzeydoğu sınırını ufak değişikliklerle kabul edecekti.
• Osmanlı Devleti ve Rus Çarlığı arasında yapılmış olan antlaşmaların geçersizliğini her iki taraf da kabul ediyordu.
• Sovyetler Birliği kapitülasyonların kaldırılmasını kabul ediyordu.
• Her iki taraf birbirlerinin aleyhine çalışacak teşkilatların faaliyetlerini menedecekti.
• Karşılıklı ilişkilerin kuvvetlenmesi için ekonomik, mali ve diğer meseleleri düzenleyecek antlaşmalar yapılabilecekti.
• TBMM ile Sovyetler Birliği arasında yapılan antlaşmanın Güney Kafkasya Cumhuriyetlerinde de tanınması için çalışılacaktı.

Bu antlaşmayla TBMM Misak-ı Millîyi Sovyetler Birliği’ne kabul ettirmiş, Doğu sınırlarımız güvence altına alınmıştır. Bu sayede Kâzım Karabekir’in komutası altında bulunan en eğitimli askerlerimizden oluşan 15.Kolordu kuvvetlerinin Batı cephesine sevk edilmesi sağlanmıştır. Yine bu antlaşmadan sonra Sovyetler Birliğinden Millî Mücadele için para, silah ve techizat yardımı sağlanmıştır.

- Okuma Sayısı: Bu yazı 14926 defa okunmuştur.