Milli Mücadele – Kurtuluş Savaşı Dönemi - Genel Özellikleri: Mustafa Kemal’in yakın çalışma arkadaşlarıyla birlikte, 19 Mayıs 1919’da, İngiliz işgalinde bulunan Samsun’a çıkmasıyla Milli Mücadele başlamış olmaktadır. Bu mücadele, Anadolu İhtilali olarak da tanımlanmaktadır.
İhtilallerin bir ön hazırlık, yani fikri hazırlık ve planlama dönemi, uygulama, ihtilal ve yeniden kurumlaşma dönemleri olmaktadır. Bu dönemlerin her birinden sorumlu kişiler, ayrı ayrı ekipler oluşturarak çalışırlar. En sonunda, ihtilal piramidinin tepe noktasındaki isim ortaya çıkar ve icraata başlarlar. Bu noktada, ihtilali gerçekleştirenler arasında, politik mücadeleler verildiği de bir gerçektir.
Türk Milli Mücadelesi’nde, hareketin her döneminden, bizzat Mustafa Kemal sorumludur. Daha işin başındayken, Anadolu İhtilali’nin tartışmasız lideridir. Milli Mücadele, çok zor şartlar altında başlatılmıştır. Ülkenin işgal altında olması, Anadolu insanı, birbiri ardından gelen toprak kaybıyla, yenilgiyle sona eren savaşlardan bıkmıştır. Aşırı dinci bazı derneklerin ve siyasi partilerin etkileri, Türk insanının üzerinde aynı zamanda Halife de olan Padişahın etkisinin yüksek olması, bütün bu olumsuzlukların yanında, Padişahın da doğrudan doğruya M
illi Mücadele’nin yanında yer almaktan kaçınmış olması, İtilaf Devletleri grubunun, Milli Mücadele’nin ve Mustafa Kemal’in karşısında olması, Türk Milli Mücadelesi’nin gerçekleştirilmesini iyice güçleştiren nedenlerdir. Milli Mücadele’nin fikri hazırlık dönemi,uygulama ve yeniden kurumlaşma dönemleri iç içe girmiştir.
Bir yandan Anadolu’da milli vicdandan doğan Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri birleştirilerek Rumeli ve Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, adını alırken, diğer taraftan Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin milis ve asker organizasyonu olan Kuvayımilliye güçleri de Düzenli Ordu birlikleri haline dönüştürülmeye başlanmıştır. Bu arada, Amasya Genelgesi’nde, Sivas ve Erzurum kongrelerinde de vatanın bütünlüğü ve bağımsızlığının tehlikede olduğu Osmanlı Hükümetinin üzerine aldığı görevlerini yerine getiremediği, milli sınırlar içerisinde vatanın bir bütün olduğu, onun muhtelif kısımlarının asla birbirinden ayrılamayacağı, Hristiyanlara vatandaşlık hakkı tanınacağı ve onlara ayrıcalık verilemeyeceği bildirilmiştir. İşte bu fikirler, hep Mustafa Kemal’i geniş perspektifli görüşlerini ifade etmektedir. Üstelik Misakımilli sınırları içerisinde “ Ya istiklal, ya ölüm “ parolasıyla, ülkeyi düşman işgalinden kurtarma gayretlerinin sorumluluğunu da Mustafa Kemal üstlenmiştir. Milli Mücadele’nin her safhasında, bütün sorumlulukları bizzat Mustafa Kemal yüklenmiştir. Adeta Mustafa Kemal’le Milli Mücadele özdeşleşmiştir.
Milli Mücadele, personel, silah, araç ve gereç yönünden, çok kısıtlı imkânlarla başlatılmıştır. Hele mali yönden yetersizliği ise, bütün diğer sıkıntıların çok üzerindedir. Bu kadar olumsuz şartlara rağmen Milli Mücadele’nin başarılabileceğine, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının dışında içte ve dışta kimse pek inanmamıştır.
Osmanlı Devleti’nin bütün kurum ve kuruluşlarıyla, Almanya’nın I. Dünya Savaşı boyunca verdiği çeşitli desteklere rağmen, düşmanlarıyla baş edememesi ve savaşın sonunda yenik düşmesi, neticede zor da olsa Mondros Mütarekesi’ni imzalamasına neden olmuştur. Bu savaşta, Alman desteğine rağmen, Osmanlı Devleti düşmanlarıyla baş edemediğine göre, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının “ Düvel-i Muazzama “ ya, yani İtilaf Devletleri Grubu’na karşı galip gelmesi, bu şartlar altında ancak bir mucize olurdu. İşte bu mucizeye inanmak, o günün şartlarında çok zordu.
Milli Mücadele, bütün bu olumsuz şartlara rağmen, Mustafa Kemal’in liderliğinde olumlu sonuçlanmıştır. 9 Eylül 1922’de İzmir’in işgalden kurtarılmasıyla birlikte - Kurtuluş Savaşı Dönemi- sona ermiş, 24 Temmuz 1923’te, Lozan Antlaşması’nın imzalanmasıyla da, yeni bir Türk Devleti’nin kuruluşunun, başta İtilaf Devletleri Grubu olmak üzere, tüm dünya kabul edip onaylamak ve tanımak zorunda kalmışlardır.
Kaynak: www.ataturkinkilaplari.com – En Kapsamlı Atatürk Sitesi tarafından muhtelif TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Konulu Ders Kitapları ve Çeşitli Belirli Günler ve Haftalar ile İlgili kitaplardan derlenerek oluşturulmuştur.
- Okuma Sayısı: Bu yazı 21751 defa okunmuştur.
yaren guzel diyor ki:
yaren guzel