Milliyetçilik İlkesi


Milliyetçilik İlkesi : Milliyetçilik, kişilerin mensup olduğu milletin fertlerini sevme, değerlerini benimseme, bağımsızlığını koruma ve her bakımdan milletini yüceltme fikridir. Atatürk’ün milliyetçilik ilkesi, Türk milletini içtenlikle sevmek, çağdaş bir toplum olarak yüceltmek ve onun uğruna her türlü fedakarlığı yapmak anlayışıdır. Bu ilkeye göre vatanın bütünlüğü, milletin egemenliği ve bölünmezliği esastır. Atatürkçü düşüncenin ışığında “Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.” Görüşü anayasamızda yer almıştır. Atatürk milliyetçiliği ırkçılığa karşıdır. Atatürk milliyetçiliğinde, vatandaşlar arasında hiçbir ayrım yapılmaz. Herkes yasalar karşısında eşit haklara sahiptir.

Atatürk milliyetçiliği, birleştirici, bütünleştirici ve kaynaştırıcı bir özellik taşır. Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti içinde, Türk ülküsünü benimseyen her vatandaş, hangi din ve mezhepten olursa olsun Türk’tür.” Sözü, onun bu konudaki düşüncesini yansıtır. Milli Mücadele’yi ve Türk inkilabını başarıya götüren fikir, milliyetçiliktir. Milliyetçilik, yeni Türk devletinin kurulmasında olduğu kadar, günümüzde de onu ayakta

tutan en önemli fikirdir. Milliyetçilik, sadece milletin geçmişine ait şeylere bağlılığı değil, iyi bir gelecek için çaba gösterme ülküsüdür.

Atatürk’e göre: “Millet, dil, kültür ve ülkü birliği ile birbirine bağlı vatandaşların oluşturduğu bir siyasi ve sosyal toplumdur.” Atatürk, bir konuşmasında da milliyetçilik ile ilgili şunları söylemiştir: “Bize milliyetçi derler. fakat biz öyle milliyetçileriz ki bizimle iş birliği yapan bütün milletleri sayar ve gözetiriz. Onların bütün milliyetlerinin gereklerini tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz her halde bencil ve kibirli bir milliyetçilik değildir.” Milliyetçilik, ilerleme ve gelişme yolunda Türk toplumunun özelliklerini ve bağımsız kimliğini korumaktır. Atatürk’e göre milleti birbirine bağlayan en güçlü bağ milliyetçiliktir. Hangi din ve mezhepten olursa olsun kendisini Türk sayan herkes Türktür. Bu bir duygu ve düşünce işidir. Atatürk, bunu “Ne mutlu Türküm diyene” ve “Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz…” sözleriyle ifade etmiştir.

Atatürk’ün milliyetçilik ilkesi, Türk milleti gereğine dayanır. Osmanlı Devleti’nin çok uluslu yapısı içinde milliyetçilik fikri gelişme imkanı bulamamıştır. Türk milliyetçiliği ülküsü, milli birlik ve beraberliğimizi korumanın en büyük ilkesi olmalıdır. Birlik ve beraberlik içinde ekonomik ve sosyal kalkınmamızı sağlayarak devletimizi dünyanın en büyük devletlerinden birisi haline getirmeliyiz. Birlik ve beraberliğimizi koruduğumuz sürece vatanımızı bölmek ve parçalamak isteyen iç ve dış düşmanlarımıza karşı büyük bir güç halinde Türkiye cumhuriyetini sonsuza kadar yaşatma gücünü elimizde tutabiliriz.

Dayanışma toplum halinde yaşamanın temel gereklerinden birisidir. Milli birlik ve beraberlik, millet fertleri arasındaki dayanışmanın sonucudur. Milli birlik ve beraberliğini koruyan ve geliştiren milletler, teknolojik ve sosyal gelişmeyi sağlayarak devletlerini güçlü, fertlerini mutlu hale getirirler. Bu huzurlu ve güvenli ortamın devam etmesi için bütün Türk vatandaşlarının üzerlerine düşen görevlerini büyük bir özenle yerine getirmeleri en büyük vatandaşlık borcudur.

İstiklal savaşının kazanılması yanında Türk milliyetçiliği fikrinin, Türk inkılâbının gelişmesinde de çok önemli katkıları olmuştur. Millî kültürümüzü çağdaş kültürlerin üzerine çıkartmak için Türk milliyetçiliği itici güç olmalıdır.Atatürk’ün milliyetçilik anlayışı, eşitlikçidir. Fertler arasında bir ayırım gözetmez. Bu anlayış halkçılık ile paralellik gösterir. Irkçılığa, sınıf ve mezhep ayrımcılığına karşıdır. Milliyetçilik milli birlik ve beraberliği güçlendirmeyi amaç edinir. Milli birlik ve beraberliği güçlendiren başlıca unsurlar:

- Milli eğitim,
- Milli kültür,
- Dil, tarih, kültür ve ülkü birliği
- Misak-ı Millî
- Türklük şuuru
- Manevî değerlerdir.

Atatürk’ün milliyetçilik anlayışı bunlardan başka, demokrasiyide gaye edinmiştir. Diğer milletlere karşı saygılı, akılcı, barışçı ve idealisttir. Milletimizin dünya milletleri arasında hak ettiği yeri alabilmesi, varlığını sürdürebilmesi, milliyetçilik ilkesini güçlendirmemize bağlıdır. Atatürk bunun gerekliliğini şöyle açıklar: “Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak evvela bizim benliğimize ve milliyetimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen, bütün davranış ve hareketlerimizle gösterelim, bilelimki milli benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır.” Atatürk’ün bu tavsiyelerini uygulamaya her zaman ihtiyacımız vardır. Bunları gerçekleştirmek için Milli eğitime büyük görevler düşmektedir.

Bunun için Atatürk’ün belirttiği gibi: “Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, her şeyden evvel Türkiyenin istiklalini, kendi benliğine ve milli geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzümu öğretilmelidir. Fertleri bu mücadele sebep ve vasıtalarıyla donatılmayan milletler için hayat hakkı yoktur. Milli birlik ve beraberliğin temeli milliyetçiliktir. Milli birlik ve beraberlik, milletçe birliği, bir arada yaşamayı ve bütünlüğü ifade eder. Milli birlik ve beraberlik, milletleri oluşturan kişilerin karşılıklı sevgi ve saygı ile birbirine bağlanmasını, ortak amaçlara yönelerek varlığını devam ettirmesini belirtir. Bu bakımdan milli birlik ve beraberlik, Türk milletinin en büyük güç kaynağı ve varlığının yegane güvencesidir.

Atatürk, milli birlik ve beraberlik konusunun önemini yaptığı çeşitli konuşmalarında dile getirmiştir. “Millet ve biz yok, birlik halinde millet var. Biz ve millet ayrı ayrı şeyler değiliz.” Sözü bu düşüncesinin güzel bir örneğidir. Milli birlik ve beraberlik; toplumda sosyal gücün, siyasi gücün, askeri gücün, ekonomik ve teknolojik gücün gelişmesine büyük katkılar sağlar. Mondros ateşkes anlaşmasından sonraki işgallere karşı asker, sivil, aydın, din adamı, şehirli ve köyle vatandaşlarımızın katılması ile kurulan kuvayı milliye birlikleri toplumdaki sosyal gücün gelişmesini göstermektedir. Kurtuluş savaşından sonra kurulan genç Türkiye cumhuriyetinin dünya devletleri arasında gördüğü itibar, Türk toplumundaki siyasi gücün gelişmesine en iyi örneklerden birisidir.

1974 yılında yapılan Kıbrıs barış harekatı ile Türk toplumundaki milli birlik ve beraberliğin askeri gücümüze katkısı bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Türk milletinin kendi imkanları ile gerçekleştirdiği, dünyanın sayılı büyük projeleri arasında yer alan GAP projesi, milli birlik ve beraberliğin ekonomik ve teknolojik güce katkısının en güzel örneklerinden birisidir. Milli birlik ve beraberlik içinde yaşayabilmek için, milleti oluşturan bireylerin karşılıklı sevgi ve saygı ile birbirine bağlanmaları, ortak amaçlara yönelmeleri ve milli şuura sahip olmaları gerekir. Atatürk, “Biz, esasen milli varlığın temellerini, milli bilinçte ve milli birlikte görmekteyiz.” Ve “Bir yurdun en değerli varlığı yurttaşlar arasında milli birlik, iyi geçinme ve çalışkanlık duygu ve kabiliyetlerinin olgunluğudur…” Sözleriyle milli birlik ve beraberliğinin önemini vurgulamıştır.

Kurtuluş savaşının zaferle sonuçlanmasında milliyetçilik büyük bir rol uynamıştır. Bu ilke, milli birlik ve beraberliğimizin temel taşıdır. Atatürk milliyetçiliği, Türk milletini sevmenizi, Türklüğümüz ile övünmemizi, iç ve dış tehditler karşısında sarsılmaz bir bütün haline gelmemizi sağlamıştır. Türk milletinin din, meshep ve sınıf kavgalarından korumuştur.Türk milleti Atatürk’ün çizdiği yolda milliyetçilik ilkesini bayrak yaparak, Türk olmanın şerefini taşıyıp, devletini güçlü, toplumunu mutlu kılmak için, çağdaş medeniyet yolunda ilerlemeye devam edecektir.

- Okuma Sayısı: Bu yazı 176685 defa okunmuştur.