Mustafa Kemal’in İstanbul’a Gelişi ve Duruma Bakışı


Mustafa Kemal’in İstanbul’a Gelişi ve Duruma Bakışı: 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes antlaşması ile itilaf devletleri yurdumuzu ve de yer yer Anadolu’yu işgal etmeye başlamışlardı. İtilaf devletlerinin bu işgallerine ve ağır hükümler içeren Ateşkes antlaşmasına en büyük tepki kuşkusuz ki Mustafa Kemal’ den geldi.Zira O,kurtuluş yolunda asla umudunu yitirmemiştir.

Durum Değerlendirmesi ve Tarihi Karar

Mustafa Kemal; Mondros Mütarekesi olduğu gibi uygulanırsa, memleketin baştan sona kadar işgal ve istilaya uğrayacağını , düşmanların her dediklerini yapmaktan doğacak sonucun bütün Türkiye’yi istilacıların hakim olmasıyla sonuçlanacağının ve bir gün Osmanlı devletinin işgal edileceğinin devlet sorumluluğunu elinde bulunduranlara anlatmış olmasına rağmen aciz İstanbul hükümeti işgal kuvvetlerinin her dediklerini yerine getirmekte tereddüt göstermemiştir.

İstanbul hükümeti İskenderun’u, Halep’ deki ordularını beslemek bahanesi ile İngilizlerin işgal etmek isteklerine silahla karşı koymak gerektiğini yazan Yıldırım Orduları Komutanına (Mustafa Kemal’e) asla böyle bir davranışta bulunmaması emri verilmiştir.Mustafa Kemal Paşa, Türk milletini kurtarmak yolundaki kararını Mondros Mütarekesini imzal

amasından sonra Adana’da Yıldırım Orduları kumandanı olarak bulunduğu zaman vermiştir.

Yıldırım Orduları Grup Kumandanı Mustafa Kemal, Adana’da bulunduğu zaman Adana’nın ileri gelenlerini ve gençlerini düşman işgaline karşı direnme-ye ve savunmaya teşvik ve aralarında bir teşkilat kurarak hazırlanmalarını telkin etmiştir.Yine aynı günlerde Yıldırım Orduları Grup Kumandanı Mustafa Kemal, Adana’da Ali Fuat Paşa ile yaptıkları bir görüşmede, Artık milletin bundan sonra kendi haklarını kendisinin araması ve Müdafaa etmesi, bizlerin de mümkün olduğu kadar bu yolu göstermemiz ve bütün bir ordu ile beraber yardım etmemiz lazımdır.´´ diye açıklamada bulunmuştur.

Kararın Uygulanması

Mustafa Kemal Mondros Ateşkes antlaşmasının en umutsuz şartları içinde bile vatan ve milletin kurtuluşu uğruna bir şeyler yapılabileceği düşüncesi içinde idi. İzzet Paşa tarafından İstanbul’a davet edilen Mustafa Kemal İstanbul’un bunalımlı anlar geçirdiğini anlayarak İstanbul’a hareket etmiştir. Saray ve hükümetten ümit kalmadığını böyle giderse vatan ve millet hayrına bir barış da yapılamayacağını görüp tarihi kararı(Yeni Türk devleti kurma fikri) gerçekleştirmek için arkadaşları ve tanıdıkları ile yakın temaslar kurmuştur.

Mustafa Kemal İstanbul’a geldikten sonra Ali Fuat Paşa ile görüşmeler ve bu görüşmelerde Mustafa Kemal’in Türk Milletini kurtarmak için nasıl bir mücadeleye atılacağı gerçeği ortaya çıkmıştır. Ali Fuat Paşa, hatıralarında bu noktaya temasla,Kemal Paşa, eğer bir vazifeye kendisini tayin ettiremezse Anadolu’da en itimat ettiği bir kumandanın yanına gideceğini ve ilk defa işe
oradan başlayacağını söylüyordu.Ali Fuat Paşa, Mustafa Kemal’e, Ben ve kol ordun daima emrindedir şeklinde cevap vermiştir.

Mustafa Kemal’in tarihi kararını uygulama yolunda belirtebileceğimiz bir önemli belge de, 9.Ordu Müfettişliğine tayin edilmeden önce 6.Orduya Ali İhsan Paşanın yerine getirmek istememesini, tasarladığı milli mücadele bakımından uygun görülmemesine aramalıdır.

Mustafa Kemal İstanbul’dan Samsuna giderken yolda Refet Paşa ve Arif beye, İhtilalden daha fazla bir şeyler yapmak lazımdır. İhtilal mevcut devletleri değiştirir. Türkiye henüz mevcut değildir, onu önce dünyaya getirmek lazımdır. demiştir.

Mustafa Kemal tarihi kararını uygulamak için hazırlıklarını yaptığı bir sırada, Samsun ve Havalisinde Türklerin Rum köylerine saldırdığı ve bu saldırıların önlenmesi için tedbir alınması gerektiğine dair İngilizlerden bir rapor ve birde protesto gelmiş bulunmaktaydı. Osmanlı devletinde Mustafa Kemalin kendisine emniyet edilemeyeceği, İstanbul’da olumsuz telkinlerde bulunduğu, hazırlıklar yaptığı ve bu sebeple de İstanbul’dan uzaklaştırılması gerektiği hususunda bir anlaşmaya varmışlardı. Samsun ve dolaylarında çıkan olaylar, Mustafa kemalin Anadolu’ya vazife ile sürgüne gönderilmesi için bir bahaneydi
Ancak burada çok önemli bir noktayı açıklamak gerekecektir. Mustafa Kemal kendisine böyle bir vazife verilse de verilmese de Anadolu’ya geçerek milli kurtuluşu organize edecekti.

Mustafa Kemal Ordu Müfettişi ünvanı Anadolu’ya gönderilmesinin nedeni Samsun havalisinde Rumlara saldıran Türklerin haddini bildirmek ve Anadolu’-da beliren örgütleri ortadan kaldırmaktır. Ordu Müfettişi olarak Mustafa Kemal, Doğu vilayetlerinde bulunan birliklere olduğu gibi, vilayetler valiliklerine de emir verebilecekti.

Mustafa Kemal’i Anadolu’ya gönderen Padişah ve Hükümette kendisin- den şüphelenmekteydi. Sadrazam Damat Ferit Paşa, Mustafa Kemal’i hareketin- den bir gün önce davet ederek konuşma yapmış, Sadrazam yemekten sonra bir Anadolu haritası üzerinde müfettişlik bölgesinin ve nüfuz sahasının genişliği hakkında konuşurken şüphe ve tereddütlerini açıklamıştır.

16 Mayıs 1919 Cuma günü, Vahdettin’le görüştü. Padişah, Boğaziçi’nde bulunan yabancı zırhlıların saraya çevrilmiş olan toplarını göstererek kendisine Görüyorsun, ben artık memleket ve milleti nasıl kurtarmak lazım geleceğini tasavvurda(tasarım) tereddütte düçar oluyorum.diyerek, İnşallah Millet akıllanmış ve uyanık olur. Bu vaziyet – i elimizden gerek bizi ve gerekse kendini tahlis (kurtarır) eder.demişti. Mustafa Kemal de Padişahtan, görevinde başarılı olması için kendisine itimat olunmasını istemiş, yabancılarla bazı bozguncu unsurların çalışmalarına engel olacaklarını ileri sürerek, şikayet edeceklerini Padişahın buna aldırış etmemesi lüzumunu belirtmişti.

Mustafa Kemal’in, İstanbul’dan çıkmadan önce düşündüğü ve Samsun’da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya çalıştığı temel fikir, Nutuk’-da belirttiği üzere, ´´Hakimiyet-i Milliyeye müstenit, kayıtsız ve şartsız müstakil bir Türk devleti tesis etmek´´ idi. Bu temel fikri bir karar olarak gerçekleştirecek parola ise; ´´Ya İstiklal Ya Ölüm´´düsturunda yer alıyordu.İşte kurtuluşu hakiki isteyenlerin parolası budur!!

- Okuma Sayısı: Bu yazı 62774 defa okunmuştur.