Cumhuriyet Yönetimine Nasıl Kavuştuk


Cumhuriyet Yönetimine Nasıl Kavuştuk: Cumhuriyet, egemenliğin millete ait olduğu bir rejimdir. Bu rejimde millet egemenlik hakkının, belli süreler için seçtiği ve kendisinin temsil eden millet vekillerine bırakır. Bu haklar (Seçme-Seçilme) yasalarla düzenlenmiştir. Tarihte bu kelimeye ilk defa Roma’da rastlıyoruz. Orta çağda ise Venedik, Cenova ve Floransa devletleri ilk Cumhuriyetler olarak bilinmektedir. 1789 sonrası Fransa, 1776 sonrası Amerika kanlı mücadelerden sonra cumhuriyetler kurabilmişlerdir.

Bugünkü çağdaş cumhuriyetler, Parlamentler sisteme dayalı, gücünü ve kaynağına halktan alabilen, demokrasiyi yaşan rejimlerdir. Osmanlı’nın monerşi ve tokrasiyi dayalı rejimi 1876’da ilk meşrutiyeti kabul etmiş ve ilk Osmanlı anayasası kabul etmiştir. Padişahın mutlak otoritesine sınır koyan bu hareket, 2. Abdülhamit tarafından meclisin kapatılması ile sonuçlanmış ve 1908’deki ikinci Meşruyiyet’e kadar devam etmiştir. Cumhuriyet temellerinin gerçek anlamda atıldığı tarih 23 Nisan 1920 ‘dir. 1921 anayasası, ülkemizin demokratikleşme yolunda attığı en büyük adım olarak değerlendirmelidir.

“Egemenlik, kayıtsız, şartsız Milletindir!” ilkesi cumhuriyetin bir habercesi olarak kabul edilmelidir. 19 mayıs 1919’da başlayan İstiklal mücadelesi, 9 eylül 1922’de sonuçlandırdıktan sonra, 29 ekim 1923’de cumhuriyet ilan edildi. 1924’de yeniden düzenlenen anayasasının 1. Maddesi “Türkiye devleti bir Cumhuriyet’tir.” Hükmüyle edebileşti. Bu madde, 1924,1965 ve 1982 anayasalarında, “Değiştirilemez değiştirilmesi teklif edilemez.” Olarak tescil edildi.

Kaynak: Erol Sunat, Belirli Günler ve Haftalar, Birlik Matbaası, Ankara, 2006.

- Okuma Sayısı: Bu yazı 23961 defa okunmuştur.


ecrin diyor ki:

çok sıkıcı ve sorum şu