Cumhuriyetimizi Korumak Güçlendirmek ve Geliştirmek İçin...: Ulu Önder Atatürk düşman çizmesi altıda ezilen memleketimizi kurtarmak ve kurtuluş mücadelesini başlatmak maksadıyla 19 Mayıs 1919’da Samsun vilayetine ayak bastığında elinde hiçbir maddi manada güç yoktu. Fakat o büyük Türk milletinde bulunan manevi gücün büyüklüğüne inanıyordu ve gücünü de buradan alıyordu. Zira Türk milleti de ileride büyük zafere giden bu manevi yolculukta onu yalnız bırakmamıştır.
Bu o kadar büyük o kadar faklı bir mücadeleydi ki ileride ve döneminde emperyalist güçlere karşı aynı mücadeleyi vermek suretiyle aynı kaderi paylaşan hür ve müstakil yaşamak arzusunda olan uluslara da büyük bir ilham kaynağı olmuştur.
Samsun’da başlayarak, Amasya, Erzurum, Sivas’ta ve nihayetinde de Ankara’da 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılmasıyla birlikte çok önemli bir noktaya taşınan Milli Mücadele; Türk Ulusunun gerçekteki bağımsızlığın milli irade ile gerçekleştirileceğini müjdeliyordu. Bilindiği gibi Doğu ve Güney Cephelerinde Yunanlılara karşı kıt imkânlarla yürütülen savaşlarda büyük başarılar kazanılmış en sonunda da 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’imizin ilan edilmesinin sonra, sıra yapılacak olan büyük çaplı ve de bir milletin istikbaldeki
kaderine yön verecek olan değişikliklere gelmiştir.
Bununla birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş ve lâik bir devlet olabilmesi için gerekli görülen tüm adımlar özellikle siyasal, sosyal ve toplumsal alanda yapılan reform hareketleriyle atılmış böylece memleketimiz halkın iradesinin hakim kılındığı tam manasıyla özgür bir ülke haline getirtmiştir. Böylelikle herkesin kanunlar önünde eşit ve birinci sınıf vatandaş olduğu ülkemizde, hiç kimse, aile veya zümreye ayrıcalığın tanınmadığı çağdaş ve medeni bir sistem kurulmuştur. Eğitim, sağlık ve sosyal alanlarda yapılan yenilikler ile halkımız refah ve huzur içerisinde yaşayacak bir düzeye kavuşmuştur.
Cumhuriyetin getirdiği bu kazanımlar sayesinde ülkemiz diğer muasır medeniyetlerin gıpta ile baktığı bir ülke haline gelmiştir. İşte yukarıda belirttiğimiz bu büyük zorluklara rağmen Mustafa Kemal ATATÜRK liderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti büyük atasının ilke ve inkılâplarının izinde azim ve kararlılıkla yoluna devam etmektedir.
Cumhuriyet rejimi sayesinde hür ve müstakil bir millet olarak yaşadığımız bu vatanda, Türkiye Cumhuriyeti’nin sonsuza değin varlığını sürdürmesi sürecine katkıda bulunabilmek için ülkemizi çok sevmeli, kötü amaçlı iç ve dış güçlere karşı her zaman tetikte olmalıyız.
Yukarıda saydığımız nedenlerden ötürü güvenilerek bizlere verilen görevleri tam layıkıyla eksiksiz bir şekilde yapmalı, ülkemizin menfaatlerini kendi menfaatlerimizin her zaman üzerinde tutmalıyız. Atatmızın kurduğu cumhuriyete sahip çıkmalı, demokrasiden asla taviz vermeden, milli birlik ve bütünlük şümulü içinde yaşamalıyız.
Bunca güçlüklere rağmen Atatürk’ün özverileriyle kurulan cumhuriyete sahip çıkmak ve çağın gerektirdiği yeniliklerden faydalanarak ülkenin ilerlemesine katkıda bulunmak hepimizin görevi olmalıdır. Bu görevi yerine getirmenin mutluluğunu yaşarken de genç dimağlarımıza cumhuriyet sevgisini aşılamak için gayret sarf etmeli, cumhuriyetin niteliklerine zarar verecek tehlikeler karşısında tepkisiz kalmamalıyız.
- Okuma Sayısı: Bu yazı 68972 defa okunmuştur.