Antep Savunması –Antep’teki Milli Mücadele: Antep, Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra, İngilizler tarafından işgal edilmiştir. Fransızlarla yatıkları anlaşma gereğince, İngilizler 19 Ekim 1919’da şehirden çekilmeleri üzerine, Fransızlar Antep’e girdi. Fransızlar, Ermenilerle birlikte Türkleri sindirecek hareketlerde bulunmaya başladılar. Düşmanın bu hareketleri Antep halkının mücadele için teşkilat kurmasına ve direnmesine yönelik tedbirler almasına sebep oldu. Fransızların Kilis’ten Antep’e takviye birlikler getirmeye kalkışması üzerine Teğmen Said Bey (Şahin Bey) bunu önlemek için görevlendirildi.
Şahin Bey, Kilis-Antep yolu üzerinde karşılaştığı Fransız kuvvetlerini bozguna uğrattı. Ancak, 24 Martta Fransızlar yeniden toparlanmış ve takviye almış bir durumda yeniden saldırıya geçmişlerdir. Şahin Bey, Fransızlara karşı koymaya çalışmıştır. Fakat sonunda şehit olmuştur. Bu olay sonunda 28 Mart 1920’de düşman Antep’e girmiştir. Antep halkı 1 Nisan 1920’de Fransızlara karşı ayaklanarak, ölünceye kadar şehri savunmaya karar verdi. Aylarca süren güçlü direniş ve mücadelelerden sonra Antep halkı, açlık ve cephanesizlik yüzünden 9 Şubat 1921’de düşmana teslim oldu. Türkiye Büyük Millet Meclisi, böy
le bir yurt savunması yaptığı için Antep’e 1921’de Gazi unvanını vermiştir.
Güney Cephesi’nde Fransızlarla aramızda yapılan savaş Ankara Antlaşması ile sona erdi. (20 Ekim 1921). Böylece Güney Cephesi kapanmış oldu. Güneybatıda, Antalya ve yöresini işgal etmiş olan İtalyanlarla, aramızda ciddi bir çatışma olmamıştır. İzmir’in Yunanlılara bırakılması İtalya’yı rahatsız etmişti. Türkiye Büyük Millet Meclisinin kurduğu düzenli ordunun Batı Cephesi’ndeki başarıları İtalyanların işgal ettikleri yerlerden çekilmelerinde etkili olmuştur. İtalya II. İnönü Zaferi’nden sonra işgal birliklerini bölgeden çekme kararı alarak çekilmeye başladı.
Kaynak: T.C. Millî Eğitim Bakanlığı Açık Öğretim Okulları (Açık Öğretim Lisesi- Meslekî Açık Öğretim Lisesi) İçin Hazırlanan 11. Sınıf Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük 1 Ders Notları, Alim ÖZTÜRK, s 135, 2007
- Okuma Sayısı: Bu yazı 30346 defa okunmuştur.