Atatürk’ün Dil ve Tarih Alanında Yaptığı Çalışmalar


Atatürk’ün Dil ve Tarih Alanında Yaptığı Çalışmalar: Türk milleti, kültürüne sahip çıktığı dönemlerde büyük devletler kurmuştu. Yüksek kültür ve medeniyete temsilcilik etmişti. Atatürk, yeni Türk Devleti’ni ve toplumunu millî kültür ve değerlerimizle geliştirmek istedi. Yeni Türk Devleti’ni, millî birlik ve beraberlik temelleri üzerinde inşa etmeyi amaç edindi. Bu amaçla Türk kültürünün iki önemli kaynağı olan Türk dili ve tarihi alanındaki araştırmalara büyük önem verdi. Atatürk, millî kültür ve kimliğimizi sağlam temeller üzerinde kurmak amacıyla 1931’de Türk Tarih Kurumu’nu, 1932’de Türk Dil Kurumu’nu kurdu. Kurumların çalışmalarına bizzat katıldı. Atatürk, ölümünden sonra mal varlığının önemli kısmının bu kurumlara verilmesini vasiyet etti.

Atatürk;Türk devlet ve millet hayatının her alanında olduğu gibi, kültür ve kimlik esaslarının da millî olmasını istiyordu. Bu amaçla kültürün önemli parçaları dil unsurlarını geliştirme yolunda büyük çaba gösterdi. Arkeolojik kazılar başlattı. Türk tarihi üzerine teoriler geliştirdi. Türk dilinin gelişmesine önem verdi. Türk dilinin yabancı dillerin etkisinden kurtulması için çalıştı. Türk kültürünü ve kimliğini millî değerler ve çağın geliş

en anlayışlarıyla geliştirmek istedi. Türk tarihinin araştırılmasına önem verdi. Millî değerlerimizi, yeni nesillere ve dünyaya duyurmayı, en önemli görev olarak kabul etti. Çünkü Türk gençleri tarihlerini öğrendikçe, atalarını tanıdıkça özgüvenleri gelişecek, geleceğe emin adımlarla yürüyeceklerdi.


Atatürk’e göre tarih eğitimi, millî kimliğimizi tanıttığı oranda; milletimiz ülkemizde ve dünyada adalet, sevgi, saygı, millî beraberlik, yardımlaşma, fedakârlık ve insan hakları gibi değerlerin öncüsü olacaktır. Çağdaş medeniyet seviyesinin üzerine çıkarak milletimizi ve insanlığı daha güzel günlere taşıyacaktır. Bu yüzden Atatürk, tarih çalışmalarında gerçeğe sadık kalınması ve Türk tarihinin bütün yönleriyle bir an önce yazılması için girişimlerde bulunmuştur. Atatürk’ün milletin bütünleşip kaynaşmasında tarih bilincinin büyük payı olduğu yolundaki inancı ve içindeki millet sevgisinin coşkunluğu tarihle ilgili çalışmalarına yansıyordu.

Atatürk, tarih eğitiminin günümüzü anlamamıza ve geleceğimizi inşa etmemize yönelik olmasını istiyordu. Bu amaçla devletlerin kuruluş ve yıkılış nedenlerinin araştırılmasına ve bu konuda insanların bilgilendirilmesine de büyük önem veriyordu. Atatürk, kurmuş olduğu Türk Tarih Kurumunun çalışmaları ile bizzat ilgileniyordu. Tarihin, özellikle Türk tarihinin bütün dönemlerinin araştırılıp öğrenilmesine büyük önem vermekteydi. Türk tarihinin araştırılması ve Türklerin medeniyete olan hizmetlerini yazma görevi Tarih Kurumuna Atatürk tarafından verildi. Türk Tarih Kurumunun süreli araştırma yayınına “Belleten” adı Atatürk tarafından verilmişti. Atatürk, hasta olduğu dönemde dahi tarih araştırmalarını devam ettirdi. Tarihçi Afet İnan’ın ifadesine göre ölmeden önce incelediği son eser Belleten dergisi olmuştur.

Atatürk, milletimize karşı iddialara şöyle cevap vermiştir: “Efendiler, hiçbir millet, milletimizden fazla yabancı unsurların inanç ve geleneklerine saygı göstermemiştir. Hatta denilebilir ki diğer dinlere, başkalarının dinine ve milliyetine saygı gösteren tek millet bizim milletimizdir. Fatih İstanbul’da bulduğu dinî ve millî teşkîlâtı olduğu gibi bıraktı. Rum Patriki, Bulgar eksarhı ve Ermeni kategigosu gibi Hristiyan dinî liderleri ayrıcalık sahibi oldu. Kendilerine her türlü serbestlik verildi. İstanbul’un fethinden beri, Müslüman olmayanlara sağlanan bu büyük ayrıcalıklar, milletimizin din ve siyasete göre dünyanın en hoşgörülü ve cömert bir milleti olduğunu ispatlayan en açık kanıttır.”

Atatürk yaptığı konuşmalarında tarihle birlikte dilin de önemine vurgu yapmıştır. Çünkü dil, toplumun vazgeçilmez değeridir. Millî kültürün temel unsurlarından biridir. Milletin sürekliliğinin güvencesidir. Millî birlik ve beraberliğin koruyucusudur. Günlük konuşmada ve bilimsel araştırmalardaki ihtiyaçlara cevap verebilen dil, bir ülkenin kalkınıp ilerlemesinin ön şartlarından biridir. Atatürk milletlerin doğuşu, sürekliliği, bağımsızlığı ve yükselişi ile dil arasındaki sıkı bağı çok iyi gördüğü içindir ki Türk Dil Kurumunu kurmuştur.

Atatürk’ün dil konusuna gösterdiği yakın ilgi onun Türk kültürüne verdiği önemin sonucu idi. Kurtuluş Savaşı, askerî ve siyasi alanda bağımsızlığı sağlamıştı. Kapitülasyonların kaldırılmasıyla ekonomik alanda bağımsızlık yolu açılmıştı. Millî kültürün korunup gelişmesi de her şeyden önce Türk dilinin korunması ve geliştirilmesine bağlıdır.

Kaynak: Ortaöğretim Kurumları İçin Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Kitabı, Ankara, 2011.

- Okuma Sayısı: Bu yazı 74468 defa okunmuştur.