Kamçısız Yönetim


Kamçısız Yönetim: Kurtuluş Savaşı’nın başlamasından 1938 yılında ölümüne kadar Türk Milletine önderlik yapan Atatürk, bu süre içerisinde, Osmanlı döneminde çok sık uygulanan baskı yönetimine başvurmaksızın toplumu ikna yolu ile yönetmiştir. Zorbalığa başvurularak ve sindirilerek toplumun kazanılamayacağını, korku ve baskı ile ancak geçici bir süreyle insanların desteklerinin alınabileceğini çok iyi bilen Atatürk, bu yüzden ikna yöntemini kullanmış ve başarılı olmuştur. Aşağıdaki anekdot Atatürk’ün bu anlayışına güzel bir örnektir.

(Bir süre evli kaldığı eşi Latife Uşaklıgil’in anılarından).
Evli bulunduğumuz sıralarda idi. İzmir’deydik.
Doktorların önerisi gereğince sessiz, sakin bir hayat sürmesi, dinlenmesi gerekliydi:
Bir türlü uyuyamadığı bir gece:
- Latife, ben şimdi tramvaya binmek istiyorum, dedi.
- Dinlenseniz olmaz mı? Vakit de oldukça geç, dedim.
- Ben de vaktin geç olmasından yararlanıp tramvaya binmek istiyorum ya, diye karşılık verdi.
Derhal gereken yerlere emir verildi. Bir atlı tramvay hazırlandı.
- Tramvay hazır, emrinize amade...
Yanlarına yaverlerini de aldılar. Hep birlikte tramvaya gittik. Bir sürücüden başka kimse yoktu. Atatürk sürü

cünün yanına yaklaşıp sordu:
- Sen atları kamçı ile mi idare edersin?
- Tabii Paşam, kamçısız idare edilir mi?
- Neden idare edilmesin?
- Biz görmedik...
Ata sürücünün yanına oturdu.
- Sen şu yerini bana ver de, kamçısız idare edeyim, dedi.
Sürücü hemen yerini verdi. Atatürk dizginleri ele aldı. Tramvay atlarını kamçısız sürmeye başladı.
- Nasıl idare edebiliyor muyum?
- Benden daha güzel idare ediyorsunuz Paşam...
- Ben de senin gibi bir idareciyim. Ben de yüzbinlerce insanı idare ettim. Onları ölüme giden yola seve seve sevkettim. Fakat bir tanesine bile kamçı kullanmadım.

Hadi BESLEYİCİ, Atamız Atatürk, s.88-89

- Okuma Sayısı: Bu yazı 11492 defa okunmuştur.