İkinci Dünya Savaşı’ndan Sonra Yıllara Göre Türkiye


İkinci Dünya Savaşı’ndan Sonra Yıllara Göre Türkiye: Türkiye, İkinci Dünya Savaşı’na girmemiş fakat bu savaştan fazlaca etkilenmişti. Savaş sırasında alınan ekonomik önlemler ülkede önemli sıkıntılara neden olmuştu. Türkiye, özellikle coğrafi konumu nedeniyle ABD ve SSCB gibi iki süper gücün arasında kalmış ve bu güçlerden ABD tarafına yaklaşmak zorunda kalmıştı. Bu gelişmeler, Türk siyasal yaşamını olduğu kadar ekonomik ve kültürel yaşamı da etkilemişti. Ülkede demokratikleşme çabaları artmış, insan hakları ile ilgili alanlarda ve iş hayatında yeni düzenlemeler yapılmıştır. Siyasal yaşamda parti ve derneklerin kurulabilmesinin önü açılmış (1946), yeni siyasi partiler ve Gazeteciler Cemiyeti bu dönemde kurulmuştur. Türkiye 1954 yılında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni imzalayarak demokratikleşme yolunda önemli bir adım daha atmıştır. ABD’nin Marshall Planı çerçevesinde başlattığı ekonomik yardımlar, Türkiye’nin ekonomik alanda gelişmesine katkıda bulunmuştur. Alınan dış yardımlar sayesinde tarımda makineleşmeye geçilmiş ve üretim artmıştır.

1950-1960 Dönemi Türkiye’nin Panoraması: 1950-1960 döneminde alınan önlemlerle de nüfus artış politikası desteklenmiştir. Türkiye bu dönemde serbest b

ir ekonomik hayata geçişi sağlamak için de Batılı ülkelerin benimsediği ekonomik modeli uygulamaya başladı. Bu yıllarda alınan önlemler, ekonomik sıkıntıları ortadan kaldıramadı. Kırsal kesimde yaşayan nüfus, bu dönemde kentlere göç etmeye başladı. Özellikle büyük kentlere yapılan göçler sonucu, kent nüfusu artmaya başladı. Artan nüfusa karşılık istenen ekonomik gelişmenin sağlanamaması üzerine bu defa da nüfus artış hızının düşürülmesi için çalışmalar yapıldı. 1950 yılında Türkiye’de iş başında bulunan hükümet, sosyal alanda da bazı düzenlemeler yaptı. Çalışanların haklarını düzenleyici yeni kanunlar çıkardı. Cemiyetler Kanunu’nda yapılan değişiklikle TÜRK-İfi (Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu)’in kurulması sağlandı.

Ekonomik hayattaki değişikliklere ve tüketim kapasitesinin artmasına bağlı olarak Türkiye’de gündelik hayatta yeni adetler ve ürünler ortaya çıktı. 1953 yılında Türkiye’nin ilk renkli filmi olan “Halıcı Kız” gösterime girdi. 1960’larda modada hazır giyim geniş kitleler tarafından benimsendi. Değiştirilen Türk Ticaret Kanunu ile ülkedeki şirket ve holding sayısı arttı. Sanayi alanında büyük hamleler başladı. Bu çalışmalar sonucu 1960’lı yıllarda ekonomide olumlu gelişmeler belirgin olarak kendini gösterdi.

1961- 2002 Dönemi Türkiye’nin Panoraması: 1961 Anayasası’yla Türkiye’de toplumsal ve siyasal alanda demokratikleşme hareketleri başladı. Anayasa’nın hak ve özgürlük sistemi sayesinde ülkede kamuoyu rejimi kurulabildi.

1961 Anayasası’nın sağladığı yeniliklerden başlıcaları şunlardır:

- Anayasa Mahkemesi kuruldu.
- Devlet Planlama Teşkilatı kuruldu.
- Hak ve özgürlükler genişletilerek anayasal güvence altına alındı.
- Radyo ve televizyonlar ile üniversitelere özerklik verildi.
- İşçilere grev hakkı verildi.

1974 yılında düzenlenen Kıbrıs Barış Harekâtı iç ve dış politikamızı olumsuz etkiledi. Barış Harekâtı sebebiyle ABD ve Batılı devletlerin Türkiye’ye uyguladığı ambargo, ekonomik sıkıntılara neden oldu. Ülkede insanlar günlük ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma geldiler. 24 Ocak 1980’de bir ekonomik istikrar programı uygulamaya konuldu. Ancak bu program da ülkedeki sıkıntılara çözüm olamadı. 1983 yılından itibaren uygulamaya konulan ekonomi politikaları, kamuoyundan geniş bir destek gördü, Türkiye dünya pazarlarına açıldı. 1990’lı yılların başında yeniden ekonomik sıkıntılar ve enflasyon görülmeye başlandı. Bu dönemde kırsal kesimden kentlere doğru yoğun göçler yaşandı.

1990’lı yıllarda görülen ekonomik sorunların yanı sıra ülkede önemli gelişmeler de yaşandı. İletişim ve ulaşım alanında yeni atılımlar gerçekleştirildi. Özel radyo ve televizyonların sayısı çoğaldı. Türkiye’nin dış dünyaya açılımı kolaylaştı. Toplumda bilinçli bir kamuoyu oluştu. Bunların yanı sıra bu dönemde bazı olumsuz gelişmeler de görüldü.. Televizyonların çoğalması, sinema ve kültürel etkinliklere olan ilgiyi azalttı. Bu dönemde köyden kente doğru yaşanan yoğun göçler, kentlerde birtakım hizmetlerin aksaması ve yeterli hizmetlerin verilememesi gibi sorunlara neden oldu. Kentlerde işsizlik, gecekondulaşma, çarpık kentleşme gibi sosyal, çevresel, ekonomik ve kültürel sorunlar fazlalaştı.

Kaynak: Açık Öğretim Okulları İçin T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük 8 Ders Notu, Hazırlayan Mehmet BAĞCI, ÜNİTE 7, s 219

- Okuma Sayısı: Bu yazı 46807 defa okunmuştur.