Hatay Sorunu - Hatay'ın Anavatan'a Katılması


Hatay Sorunu - Hatay'ın Anavatan'a Katılması: Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti ile Fransa Hükûmeti arasında 20 Ekim 1921 tarihinde imzalanan Ankara Antlaşması ile Misakımillî sınırları içinde olan İskenderun ve Antakya, Türkiye sınırları dışında ( Fransız mandası altındaki Suriye sınırları içinde) kalmıştı. Ancak Ankara Antlaşması, İskenderun ve Antakya’yı içine alan Hatay bölgesini Suriye’den ayırarak bölge için özel bir yönetim şekli tanımıştı. Buna göre, Sancak (İskenderun) halkı Türk kültürüne bağlı kalacak ve millî kültürlerinin korunması için kolaylık sağlanacaktı. Ayrıca Türk parası orada geçerli olacaktı. Antlaşmanın hükmüne uygun olarak 8 Ağustos 1922’de Hatay bölgesinde özel bir idare kurulmuştur. Fransa, Suriye ve Lübnan üzerindeki manda yönetimini kaldırarak bu iki ülkeye bağımsızlık vermeyi kabul etti (1936).

Fransa Suriye’den çekilince İskenderun ve Antakya Suriye yönetimine girmiş oluyordu. Bu yeni durum Türkiye’de kaygı uyandırmaya başladı. “ Kırk asırlık Türk yurdu ecnebi elinde kalamaz” diyen Atatürk İskenderun ve Antakya’yı anavatana katmakta kararlıydı. Türk hükümeti 6 Ekim 1936’da Milletler Cemiyetine, 9 Ekim 1936’da da Fransa’ya bir nota vererek Suriye ve Lübn

an’a verilen bağımsızlığın İskenderun ve Antakya’ya da tanınmasını istedi. Ancak Fransa Türkiye’nin bu isteğini kabul etmedi. Yalnız bu arada Fransa, meselenin Milletler Cemiyetine sevk edilmesini Türkiye’ye teklif etti. Türkiye’de bu teklifi kabul etti.

Bundan sonra Milletler Cemiyeti meseleye el koydu. Cemiyet aracılığı ile Fransa ve Türkiye arasında görüşmeler yapıldı. Türkiye ile Fransa 29 Mayıs 1937’de Cenevre’de anlaştılar. Hatay’ın toprak bütünlüğünü ortak garanti altına alan anlaşma imzalandı. Aynı gün Milletler Cemiyeti Hatay için hazırlanan anayasayı kabul etti. Ancak anayasayı uygulamak hususunda Fransa engeller çıkarıyordu. Çünkü Türkiye ile Fransa arasında seçim sistemi konusunda görüş ayrılığı ortaya çıkmıştı. Nihayet seçim sistemi üzerinde bir anlaşmaya varılarak seçimlerin 15 Temmuz 1938’de yapılmasına karar verildi. Bu sırada Avrupa’da savaş tehlikesi gittikçe daha belirgin hale geliyordu. Almanya’nın 1938 Martında Avusturya’yı ilhakı karşısında Fransa, Almanya ve İtalya’ya karşı Orta Doğu’da kuvvetli bir Türkiye’ye ihtiyaç duyuyordu. Boğazlarında Avrupa’da artan kriz ve uyuşmazlıklar sebebiyle önemi de artmıştır. İşte bu nedenlerden dolayı Türkiye’ye yanaşmak zorunda kalan Fransa Hatay meselesinde tutumunu değiştirmiş ve gelişmeler Türkiye lehinde yön göstermiştir. 4 Temmuz 1938’de Türkiye ile Fransa arasında Dostluk Antlaşması imzalandıktan sonra Hatay sorununun çözümü kolaylaştı.

Türk-Fransız yakınlaşmasından sonra yapılan seçimler sonucunda Hatay Türk Devleti’nin meclisi 2 Eylül 1938’de ilk toplantısını yaptı ve bağımsız devlet için Hatay Cumhuriyeti adını kabul etti. Devlet Başkanlığına Tayfun Sökmen, Başbakanlığa Abdurrahman Melek seçilmiştir. Bağımsız Hatay Cumhuriyeti’nin kurulması yeterli değildi. Çünkü Hatay idarecileri ve halkı Türkiye’ye katılmak istiyordu. Türkiye bu kararı sempati ile karşıladı. Fakat, 29 Mayıs 1937 antlaşması ile Hatay Türkiye ile Fransa’nın ortak garantisi altında bulunuyordu. Bu sebeple Hataylıların anavatana katılma istekleri iki devlet arasında yeniden sorun oldu. Ancak 1939 Martından itibaren Avrupa’da meydana gelen olayların II. Dünya Savaşı’na sebep olacak tehlikeli gelişmeler olması Fransa’yı Türkiye’ye yaklaştırdı. Dolayısıyla Fransa, Türkiye’nin ve Hataylıların isteklerini kabul etmek zorunda kaldı. 23 Haziran 1939’da iki devlet arasında yapılan bir antlaşma ile Fransa Hatay’ın Türkiye’ye katılmasını kabul etti. 29 Haziran 1939’da Hatay Türk Devleti Meclisinin oy birliği ile aldığı kararla Hatay, Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarına katıldı (30 Haziran 1939). Hatay’ın Türkiye’ye katılması Atatürk’ün dış politikada gerçekleştirdiği son büyük başarıdır.

Misak-ı Millî’ye aykırı olarak ülkemiz sınırları dışında kalan Hatay, Misakımillî esaslarına uygun olarak Türkiye sınırlarına katılmıştır. Hatay’ın bağımsızlığı ve Türkiye’ye katılması için büyük çaba gösteren Atatürk hayatının son aylarında sağlığını bile dikkate almadan vaktini bu sorunun çözülmesine ayırmış ve mücadele etmiştir. Onun dahice siyaseti neticesinde Hatay sorunu Türkiye’nin lehine çözülmüştür. Böylece Türkiye-Suriye sınırı bugünkü şeklini almıştır. Türkiye’nin komşularından Suriye ile olan sınırları diğer komşularının sınırlarından daha sonra kesinlik kazanmıştır.

Kaynak: T.C. Millî Eğitim Bakanlığı Açık Öğretim Okulları (Açık Öğretim Lisesi- Meslekî Açık Öğretim Lisesi) İçin Hazırlanan 11. Sınıf Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük 2 Ders Notları, Alim ÖZTÜRK, s 85, 2007

- Okuma Sayısı: Bu yazı 180840 defa okunmuştur.