Atatürk’ün Ağzından Türk Köylüsü


Atatürk’ün Ağzından Türk Köylüsü: Türk köylüsü Osmanlı devlet anlayışı nedeniyle yüzyıllar boyunca kendisini padişah-halifenin kulu olarak görmüş, her istenileni itiraz etmeksizin yerine getirmiştir. Yaşadığı sorunları ise devlet görevlilerine yansıtmadan kendi içerisinde çözmeye çalışmıştır. Çünkü kendisine aşılanan yanlış düşüncelerle itaatkar olmayı öğrenmiş ve devlet görevlisini ulaşılmaz kişiler olarak görmüştür. Atatürk’le birkaç köylü arasında geçen aşağıdaki konuşma, Osmanlı yönetiminde halkla devlet görevlileri arasındaki mesafeyi çok iyi göstermektedir:Bir gün Akşehir civarında bir köye gittim. Çok yağmur yağıyordu ve soğuk vardı. Kendimi belli etmeyerek, bir evin önünde duran kadına: Bacı yağmur var, soğuk var. Beni çatın altına kabul eder misin, dedim. Hiç tereddüt etmeyerek, buyrun dedi ve beni bir odaya aldı, odada ateş olmadığı ve yeni bir ateşin yakılması uzun zaman alacağı için:“İsterseniz bizim odaya gidelim. Orada hazır ateş var” dedi. Gittik. Daha sonra, komşulardan birkaç kadın ve birkaç erkek geldi. Beraberce konuşmaya başladık. Konuşurken bana en önemli soruları soranlar kadınlar oldu. Askerin vaziyetini, düşmanın halini, en önemli düşmanın hangisi olduğunu sordular ve bunları sorarken hiçbir telaş ve çekinme göstermediler. İnsanca konuştular. Fakat, biraz sonra, benim kim olduğumu anlayınca, telaş gösterdiler ve söyledikleri, sordukları şeylerden kendilerine zarar geleceğini zannederek korktular! Çünkü şimdiye kadar resmi bir adamla açıkça konuşmanın büyük bir kabahat olduğuna inandırılmışlardı.

Niyazi Ahmet BANOĞLU, Atatürk’ün Nükteleri-Fıkraları-Hatıraları s.14

- Okuma Sayısı: Bu yazı 23917 defa okunmuştur.